Yeni bir eve taşınarak aynı zamanda yeni bir hayata başlangıç yapmak isteyen Erkan'a bu anlamda en büyük desteği yakın arkadaşı Ömriye verir. Erkan 30 yaşına kadar bir erkek bedenine ait olmayan bir kadın gibi yaşadığı için bu başlangıç onu aynı zamanda özüne doğru o içindeki kadını bulmaya çalışan bir yolculuğa çıkaracaktır. Erkan taşındığı apartmanın görevlisinin onun kadın hâline karşı duygusal bir şeyler hissettiğini anlayınca bunu ufak küçük bir oyuna çevirir. 

Erkan ile Ömriye sadece özel konukların davet edildiği bir yeraltı partisine giderler. Erkan'ın kendine özgüven kazanarak, kadınlığını özgürce yaşayabileceği kimsenin onu yargılamayacağı bir ortam Erkan için iyi bir başlangıç olacaktır.

Erkan partide yakışıklı bir adam olan Cengiz ile göz göze gelir ve ondan etkilenir. Ancak İstanbul duruma göre gerçekten tehlikeli bir yerdir, hele de yeni bir cinsiyetle yaşamaya karar veren bir transseksüel için...

Cengiz ile Erkan beraber Erkan'ın evine giderken, Cengiz bir arkadaşını da daha dahil eder gruba. Dahil olan arkadaşı Çağatay, kibarlık olsun diye Erkan'a ve Cengiz'e saplı şeker getirir. Kafası iyi olan Erkan farkında olmadan şekeri yalamaya başlayan Cengiz'e sırf şaka olsun diye bir laf söyler. Bu şaka Cengiz'in erkeksi maço yapısına tamamen ters düşer ve Cengiz‘in homofobik yapısının daha da açığa çıkmasına sebep olur. Cengiz, Çağatay'ın yanında küçük düştüğü için alay konusu olmasını gurur yapar. Erkan'ın apartman kapısının önünde kavga etmeye başlarlar. O sırada apartman görevlisi bu olaya tanık olur. Hoşlandığı kadının, yani Erkan'ın kadın hâlinin aslında kadın olmadığını öğrenmesiyle durum bambaşka bir hâl alır. Apartman görevlisi bu hayal kırıklığını hazmedemez. Cengiz’e bir hışımla saldırır ve ölesiye dayak yer... Erkan bunu görünce çok içlenir ve yaptığından çok pişman olur.

Aşkın cinsiyeti yoktur ve her zaman aşk kazanır.