TUNÇ BORAN
Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanlarına odaklanan ve günümüze bağlanan kapanışıyla destansı bir nitelik kazanan belgesel İstiklal Yolu’nun, Türkiye’deki ilk gösteriminin gerçekleşerek izleyiciyle buluşmasının ardından, yönetmen Tunç Boran belgesel sinema üzerine söyleşiyle sinemaseverlerle bir araya gelecek.
Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde, doktorasını ise Ankara Üniversitesi Tarih Bölümü’nde tamamlayan Tunç Boran, tarihi belgesel film alanında uzmanlaştır. Yönetmenliğini ve metin yazarlığını yaptığı pek çok belgesel filmi TRT’de yayınlanan Boran, halen Çankırı Karatekin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümünde öğretim üyesidir.
İSTİKLAL YOLU BELGESEL FİLMİ
Bu belgesel, Türk Kurtuluş Savaşında cephane taşıyan kadınların unutulmuş öyküsünü anlatmaktadır. Cefakâr bir şekilde kahramanlıklar gösteren kadınlar, tarih sahnesine çıkamamışlar ve öyküleri unutulmuştur. Bu belgesel o kadınları anlatmaktadır. Film, unutulmuş o kadınların aynı ruh ve imanla 15 Temmuz 2016 gecesi yine yollara düşerek darbe girişimini püskürtmeleri ile sona ermektedir.
Bu belgesel kadın, yol ve kağnı odaklıdır. 12 aylık bir araştırma safhasından sonra çekimleri aralıklarla 6 ay sürmüştür. Canlandırmaların yapıldığı filmin yönetmenliğini ve metin yazarlığını Tunç Boran yapmıştır. 36 dakika uzunluğundaki filmi Mesud Uz ve Özden Ayyıldız seslendirmiştir. Belgesel filmin, çekimleri İstiklal Yolunun önemli noktaları İnebolu, Küre, Çankırı, Ilgaz ve Çankırı’da dört mevsim gerçekleşti. Çekimleri aralıksız 35 gün sürdü. Görüntü yönetmenliğini Ahmet Dönmez yaptı. Canlandırma tekniği ile çekilen filmde, 80’i aşkın kişi oyuncu ve figüran olarak rol aldı.
İstiklal Harbi, en yaşlısından, en gencine; kadınından, erkeğine katıldıkları, emek verdikleri, ezayı, cefayı paylaştıkları topyekûn bir mücadeledir. Milli Mücadele, cephede olduğu kadar cephe gerisinde de fedakârlıklar ve kahramanlıklara sahne olmuştur.
İstiklal Harbimizi konu edinen çalışmaların veya sözlerin tümünde bahsedilen ortak bir terennüm vardır. Milli Mücadelemizin çok zor şartlar altında kazanıldığını bilinen bir ezber olarak anlatırız veya okuruz. Ancak Türk Milleti olarak Milli Mücadele gibi hayati derecede ehemmiyet arz eden bir hususta; meselenin insani boyutta görselleştirilmesi ve hikâye edilmesinde başarılı olduğumuz da söylenemez. Bu belgesel bu iddia ile yola çıkmıştır.